Uzun denilebilecek bir pandemi arası sonrası denizle ilk buluşma. Bir çok amatör balıkçı günler, hatta haftalar öncesi balık avlama özlemini gidermişken bana bu gün nasip oldu. Anladığım en önemli konu şu denizsiz ve balıksız olmuyor.
Bu hafta sonu yapılan balık turunda, balık yakalamak hiç önemli değildi benim için. Aslolan ara verilen bu dönemde sohbetlerini özlediğimiz arkadaşlarla bir araya gelmek (pandemi önlemleri kapsamında) benim için balıktan çok daha fazla şey ifade ediyordu.
Yaşanan günler ki hala devam eden şüreç, sanırım insanlara neye daha fazla önem vermek gerektiği konusunda düşünme fırsatı verdi.
Sanırım bu günler bazılarımıza Kızılderili Lider Seattle’in sözünü hatırlatmıştır.
Ne demişti Şef Seattle:
”Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
1800’lü yıllarda söylenen bu sözden bu güne, belki henüz söylenenler gerçekleşmedi ama yaşanılan süreç paradan öncelikli başka önemli şeylerin de olduğunu hatırlatmadı mı?
Tüm bu anlattıklarımdan da çıkaracağınız gibi, benim için balık avı öncelikle doğada, denizde ve dostlarımın arasında olmaktı. Varsın olmasın kovada balık, varsın büyük balıklar hep kaçsın.
Belki de ilk defa koca koca balonları yakalamak beni hiç bıktırmadı. Balık yakalayamayınca hiç üzülmedim. Biliyorum ki her zaman o kovalar balıkla dolacak. Soframdan en sevdiğim lezzetlerden olan balık eksik olmayacak.
Belki de bu yazımda hiç fotoğrafa yer vermemeliyim diye düşündüm. Çünkü bu yazım balık üzerine değil, balıkçı üzerine .
Ama yine de kısaca balık konusuna değinelim. Nede olsa sitemiz balık avı üzerine.
Bu turumuz aslında hiç beklemediğimiz bir şekilde başladı. Side limanından ayrıldığımızda, aldığımız bir çağrı üzerine kıyıda kayalıklara oturmuş bir tekneyi kurtarmak üzere yola çıktık. Bu bizde biraz soğuk duş etkisi yapsa da biliyoruz ki denizde zorda kalana yardım etmek hem vicdani hem de yasal görevimiz.
Bir süre uğraş vermemize rağmen tekneyi kayalardan kurtarmayı başaramayınca, biz de yolumuza devam etmek zorunda kaldık.
Balık avı oldukça zevkli geçti ama yeterince balık avlayamadan limana dönmek zorunda kaldık. Biraz rüzgarın olması , dip akıntısı ve malum balon balıkları bizim av yapmamızı engelledi.
Asıl sorun ise kolyoz için yaptığımız hazırlığın boşa gitmesi oldu. Ay denizin yüzeyini gündüz gibi aydınlatınca kolyoz avı da suya düştü.
Her şeye rağmen, bir miktar balık yakalamayı başardık. Yazımın başında da söylediğim gibi denizde olmak, dostlarla olmak, her şeyden güzeli de hayatta olmak…
